);

Instagram’dan Kopamıyorum

Instagram günümüzde popüler olan sosyal medya uygulamalarından biridir.

Instagram uygulaması ile birlikte çektiğimiz fotoğrafları ve videoları paylaşıyoruz ve hikayeler bölümünde 24 saat görünebilir olan fotoğraf veya video paylaşıyoruz. Ayrıca arkadaşlarımızın, tanıdığımız kişilerin ve ünlülerin paylaştığı fotoğrafları ve videoları takip ediyoruz.

Instagram ile birlikte kişilerin “beğenilme isteği” arttı ya da var olan beğenilme güdüsü belirgin şekilde ortaya çıktı.

Bu beğenilme isteği ile birlikte kişilerin Instagram’da hikaye, fotoğraf ve video paylaşması da arttı. Bu paylaşımları yapmadan önce fotoğrafları düzenlemek, filtre ve efekt kullanmak diğer kişilerden beğeni almak istediğimizin bir belirtisidir.

Aynı şekilde gün içinde çok fazla paylaşım yapmak, defalarca hikaye güncellemek diğer insanların ilgisine ihtiyaç duyuyor oluşumuzun bir diğer göstergesi.

Takipçi ve beğeni geldikçe kişi mutlu olur.

Paylaşılan gönderilerin “kişiye göre” yeteri kadar beğeni almaması ise benlik algısının bozulmasına neden olabilir. Yeteri kadar takipçisi olmayan kişi “ben yetersizim, beğenilmiyorum” düşüncesine kapılabilir. Bu durum kişinin daha çok paylaşım yapmasına, ilgi çekici fotoğraflar veya videolar paylaşmasına ya da diğer kişileri taklit etmesine neden olabilir.

Kişi sürekli boş zamanlarında Instagram’da zaman geçirebilir.

Instagram’da kişiler mutlu anlarını paylaşıyorlar. Mutlu görünüyorlar. Sürekli geziyorlar, sürekli alışveriş yapıyorlar, aileleri, arkadaşları, eşleri veya sevgilileri ile mutluluk pozları paylaşıyorlar. Hayatlarını instagramda yaşıyorlar. Kötü anlarını, hüzünlü zamanlarını genellikle paylaşmıyorlar. Kendilerini mutlu gösteriyorlar.

İzleyici pozisyonunda olan takipçilerse bu durumdan etkileniyor ve “Herkes mutlu ama ben mutlu değilim, ben yalnızım” gibi düşüncelere kapılabiliyorlar.

Kişi kendinin değersiz olduğunu düşünebiliyor.

Bu durum ileri seviyelerde ise depresyona  yol açabiliyor. Yeteri kadar ilgi ve beğeni almamak kişide kaygı bozukluklarının görülmesine yol açabilir.

Herkesin paylaştığı her mutlu fotoğrafa ve videoya inanmamak izleyiciyi önemli ölçüde rahatlatacaktır.

Herkes yaşamının bir bölümünde mutsuzluk ve problemler yaşayabilir. Kimsenin hayatı dört dörtlük değildir.

Gün içinde Instagram’a ayrılan süreye sınır konulabilir. Instagram’a günde 30 dakika ya da 1 saat zaman ayrılabilir. Instagram’ı kontrollü kullanmak önemlidir. Özel hayatın her anı Instagram’da paylaşılmamalıdır.

Sanal ilişkiler yerine yüz yüze ilişkinin daha sağlıklı olduğu unutulmamalıdır. Kişi kendi sevdiği tarzda bir aktivite bulabilir. Böylece Instagram’da geçirdiği zamanı aktivite yaparak geçirebilir.

Kişi iş yerinde veya okuldayken de Instagram’a girmekten vazgeçemeyebilir. Sürekli Instagram’da yaptığı paylaşımları, kişilerin yaptığı paylaşımları düşünebilir. Acaba “kaç beğeni aldım, ben Instagram’da yokken neler paylaştılar” “ne kaçırdım” gibi düşüncelere kapılabilir. Kişi telefon yanında değilken endişeleniyorsa, Instagram ile ilgili düşüncelerinden kurtulamıyorsa bu konu hakkında yardım almalıdır.

Eğer bu konu ciddiye alınmazsa geri dönüşü olmayan bir bağımlılığa yol açabilir.

Instagram bağımlılığı, kişinin iş performansının düşmesine veya akademik başarı durumunun duraklamasına neden olabilir. Aile ve sosyal çevreyle olan ilişkileri bozulabilir.

Bağımlılık ileri seviyede ve kontrol edilemeyecek bir durumda ise profesyonel bir destek alınmalıdır.

Uzman Klinik Psikolog Gizem Kıyıcı, Bahçelievler

Neden Spor Yapamıyorum?

Spor hem bedensel hem zihinsel hem de psikolojik olarak insana iyi gelen bir aktivitedir. İnsanların sporu hayatının bir parçası yapması önemlidir. Spor, dopamin hormonunu salgılar. Sağlıklı ve dinç hissetmemizi sağlar.

Sporu gereksiz görmek, sporun yararlarını görmezden gelmek spor yapmayı engelleyen unsurlardan biridir. Spor yapmaya zamanım yok diyen insanlar vardır çevremizde. Yorgunluğu ve iş yoğunluğunu bahane ederek spor yapmaktan kaçınırlar. Oysa ki 30 dakika ya da 1 saat bile ayırabilirler spora.

İlk olarak istemek önemli, ben yapacağım demek önemli. Bir de spora gitmek istiyorum ama motivasyonum yok diyen insanlar vardır çevremizde.

Spora başlamak için ilk başta amaç belirlemek önemli. “Ulaşmak istediğim hedef ne?” İnsanın ulaşmak istenilen hedefe yaklaştığını hissetmesi onu motive eder.

İkinci olarak insanın kendisine özel bir program hazırlaması önemli.

Spor salonunu tercih eden kişiler program hazırlama konusunda spor hocalarına danışabilirler. Kişi programını kendi hazırlayacaksa kendini tanıyıp, yapabileceklerinin bilincinde olarak programı hazırlaması gerekir. Aksi taktirde hazırladığı program ona ağır gelebilir ve spor motivasyonu düşebilir.

Üçüncü olarak sporu hatırlatmak adına bulunduğumuz ortama spor eşyaları, araç ve gereçleri konulabilir. Bu durum spor yapmayı teşvik edebilmektedir.

Spor ile ilgili videolar izlemek de spor motivasyonu için yardımcı olacaktır. Dördüncü olarak sporu eş, dost, sevgili ile birlikte yapmak kişi için motive kaynağı olacaktır ve kişi kendini yalnız hissetmeyecektir.

Eğer kişi tek başına spor yapmayı tercih ediyorsa spor yaptığı esnada müzik dinleyerek motivasyonunu artırabilir.

Beşinci olarak kişi sevdiği ve kendisine eğlenceli gelen spor hareketlerini ve spor aletlerini seçmelidir.

Hazırlanılan spor programına uymak önemlidir. Spora birkaç zaman ara vermek motivasyon kaybına neden olmaktadır. Spor salonuna gitmeye o an zaman bulamayan kişiler evde egzersiz yapabilirler. Böylece spordan uzaklaşmamış olurlar. Altıncı olarak beslenme önemli bir faktördür. Spor yapılan süre boyunca beslenmeye dikkat edilmesi gerekir.

Tek başına spor yapmak kilo kontrolünü sağlarken, spor ve beslenme kilo vermeye yardımcı olmaktadır. Kişi kilo verme konusunda diyetisyene danışabilir veya yediği içtiği şeylere dikkat edebilir, kalori hesabı yapabilir.

Kilo vermek ve kilo kontrolünü sağlamak spor motivasyonunu sağlar. Kilo verdiği takdirde kişi kendine zaman zaman küçük ödüller verebilir.

Bu durum kişinin motivasyonunu olumlu yönde etkiler.

Yedinci olarak kişinin kendisine inanması, azimli olması, disiplinli olması, sporu zorunluluk değil de alışkanlık haline getirmesi önemlidir. Spor kişinin yaşam tarzı olmalıdır.

Uzman Klinik Psikolog Gizem Kıyıcı, Bahçelievler

Wisc-4 Nedir?

Bahçelievler’de Wisc4 yaptırmak isteyenlerin merak ettiği Wisc4 nedir soruna cevap vermeye çalıştığım bu yazıda özellikle Bahçelievler’de özel okul ve devlet okullarında okuyup Wisc4 yaptırmak isteyenler için faydalı bilgiler vermeye çalışacağım.

6 yaş 0 ay ile 16 yaş 11 ay yaş aralığındaki çocukların bilişsel becerileri ile ilgili bilgi veren ve çocuğun çok yönlü becerilerini ölçmeyi sağlayan bir araçtır.

6 yaş 0 ay ile 16 yaş 11 ay yaş aralığındaki çocukların bilişsel becerileri ile ilgili bilgi veren ve çocuğun çok yönlü becerilerini ölçmeyi sağlayan bir araçtır.

WISC-4, Dünyada ve Türkiye’de bilinen, güvenilir, en kapsamlı en güncel zeka testidir.

WISC-4 10 temel alt test ve 5 yedek alt testten oluşmaktadır. Temel alt testler; sözel bilgi, sözel ifade, akıcı ve algısal yürütme ve algısal organizasyon, kısa süreli işitsel bellek, dikkat ve konsantrasyon, zihinsel işlemleme hızı, harf- motor işlemleme hızı becerilerini ölçmektedir.

WISC-4, Sözel Kavrama , Algısal Akıl Yürütme , Çalışma Belleği ve İşlemleme Hızı olmak üzere 4 grupta toplanmıştır. Tüm Ölçek Zeka Puanının hesaplanması için ise, bahsedilen alt testlerin dönüştürülmüş puanları ve genel zihinsel yeteneği temsil eden dönüşmüş puanları gerekmektedir.

Sözel Kavrama, grubunda yer alan testler, akıl yürütme, kavrama, kavram oluşturma, sözel bilgi ve sözel ifade yeteneğini kullanır. Her görev, işitsel uyaranı anlama, uzun süreli bellekte sözel olarak kodlanmış bilgiye ulaşma, tepkileri sözel olarak ifade etme yeteneğini gerektirir. Sözel bilgi yanı sıra öğrenilmiş, bilgi ve yetenekleri yansıtan kristalize akıl yürütmeyi temsil eder. Lisan ve kültür yeterliliğini, okul başarısını yordar.


Algısal Akıl Yürütme grubunda yer alan testler, akıcı ve algısal akıl yürütme ve algısal organizasyonu ölçer. Her görev, görsel algı ve organizasyon, görsel olarak sunulan sözsüz materyali kullanarak akıl yürütme, idare etmeye- yönetmeye ilişkin işlevler de kullanılan yetenekleri gerektirir.

Çalışma Belleği grubunda yer alan testler kısa süreli işitsel bellek, dikkat, konsantrasyon, çalışma belleğini ölçer. Her görev,seçme ve izleme dikkati, zihinsel manipülasyon, yetenekleri gerektirir.

İşlemleme Hızı grubunda yer alan testler zihinsel işlemleme hızı, harf- motor işlemleme hızını ölçer. Her iki görev, görsel algı ve organizasyon, görsel tarama, dikkatin yetkin kontrolü, gayretin sürdürülmesi, hız gibi çoklu motor tepkilerin verimli üretimini gerektirir.

WISC4, zeka testi olmasının dışında, çocuğu çok yönlü olarak ölçmeye ve yorumlamaya olanak tanır.

WISC-4, bir çok psikolojik sorunu anlama konusunda fikir vermektedir.


WISC-4, çocuğun zihinsel durumunu öğrenmek, zeka düzeyini anlamak, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, uyum sorunu, iletişim sorunları gibi psikolojik problemlerin zeka seviyesi ile ilgili olduğunu veya ilgili olmadığını ortaya çıkarmaktadır.


WISC-4 uygulanması sonucunda çocuğun bilişsel becerilerinin ve performansının hangi alanlarda güçlü hangi alanlardaki becerilerinin ve performansının desteklenmesinin gerektiğini ortaya çıkarmaktadır.

Aileden alınan ön bilgi/anamnez ve çocuğun test sırasında yaptığı davranışların gözlemlenmesi sonucunda gözlem ve öneri kısmında aileye ve okula çocuğun başarı durumunu ve çocuğun gelişimini destekleyici öneriler ve yönlendirmeler yapılmaktadır.

WISC-4 uygulamasına gelmeden önce, çocuğu bu konu hakkında bilgilendirmek önemlidir. Çocuğa bir uzman ile birlikte bir çalışma yapacağını, bu çalışma ile birlikte hangi alanlarda güçlü hangi alanlarda desteklenmesi gerektiğinin öğrenileceği paylaşılabilir.

NOT: Bahçelievler ve Bakırköy civarında oturup Wisc4 konusunda yardım almak isterseniz benimle iletişime geçebilirsiniz.

Uzman Klinik Psikolog Gizem Kıyıcı, Bahçelievler

Backlink: https://endpsikoloji.com/