);

Uyku ve Psikoloji

Her insanın yaşamının bir bölümünde uyku ile ilgili bir problemi olabilir. Bu problemler, çok uyuma, uykusuzluk, uykuya dalamama gibi durumlar ile ilgili olabilir. Bu durumun birçok nedeni vardır.

Gençlerin, yaşlılara oranla daha az uyku problemi vardır. İnsanlar, 20’li yaşlarından itibaren her 10 kişiden biri uyku problemi olduğunu söylerken, 70’li yaşlardaki insanların ise 3’te biri uyku probleminden yakınır. Yakınılan uyku problemleri genellikle şunlardır:

-Uyuyamama
-Uykusuzluk
– Uykuya dalamama
– Aşırı uyuma
– Gece boyunca defalarca uyanma,
– Erken uyanma ve sonrasında uyuyamama

Kötü Uykunun Nedenleri

-Endişe (anksiyete)
– Aşırı alkol
– Stres
– İlaç
– Aşırı kafein
– Aşırı nikotin
– Ses(gürültü)
– Işık
– Aşırı soğuk ya da aşırı sıcak bir ortam
– Rahatsız bir yatak
– Ağrı
– Horlama
– Sık idrara çıkma
– Nefessiz kalma
– Depresyon
-Uçak yolculuğu(jetlag)
-Gece saatte çalışma
-Yaşlılık

Endişe

Uyuyamama ve uykusuzluk için insanların en çok gösterdiği neden endişedir. Genellikle insanlar endişe sebebiyle rahat bir uyku uyuyamaz. Düşünceler, uyumayı engelleyebilir. Endişe sebebiyle uyku problemi yaşıyorsanız eğer, uyuyabilmek adına endişeye neden olan faktörler belirlenebilir. Endişeden uzaklaşmak için sizi rahatlatacak ve mutlu edecek yeni aktiviteler geliştirilebilir.

Neler Yapılabilir?

– Uykudan önce aşırı yemek yemeyin.
– Geç saatte kahve ve çay gibi kafein içeren içecekleri içmeyin.
– Geç saatte tütün kullanmayın.
– Gece aşırı alkol tüketmeyin.
– Gece sizi harekete geçiren aktivitelerden uzak durun. (ağır egzersiz, iş)
– Her akşam kendinize yapabileceğiniz hoşunuza giden bir aktivite bulun. Bu aktivite sizi rahatlatabilir.

– Endişeye yol açan nedenler ile gün içinde ilgilenmeye çalışın.
– Uyumadan önce kitap okuyabilirsiniz.
– Sizi uyutmayan şeylerin ne olduğunu belirleyin.
– Sizi uyandıran şeylerin ne olduğunu belirleyin.
– Yatak odanızı iyice havalandırın.
– Yatak odanızın sessiz olmasına özen gösterin.
– Yatak odanızı sadece uyku için kullanın.
– Her gün işiniz olmasa bile belirlediğiniz bir saatte erken uyanmaya çalışın.
– Uykudan uyanma konusunda sorun yaşıyorsanız eğer, sizi uyandıracak birçok alarm kurmayı deneyin. Çalar saati odanın diğer tarafına koymayı deneyin ve uyandığınızda ışıkları açmayı deneyin.
– Yatak odanızın uyuyacağınız süre içinde karanlık olmasına özen gösterin.
– Düzenli olarak egzersiz ve spor yapın.
– Meditasyon veya yoga yapın.
– Uyumadan önce hafif müzikler dinleyin.
– Eğer hala uyku ile ilgili bir problem yaşıyorsanız kesinlikle bir uzmandan destek almalısınız.

Wisc-4 İle İlgili Merak Edilenler

WISC4 İle İlgili Merak Edilenler

6 yaş 0 ay ile 16 yaş 11 ay yaş aralığındaki çocukların bilişsel becerileri ile ilgili bilgi veren ve çocuğun çok yönlü becerilerini ölçmeyi sağlayan bir araçtır.

WISC4, Dünyada ve Türkiye’de bilinen, güvenilir, en kapsamlı en güncel zeka testidir.

WISC4, 10 temel alt test ve 5 yedek alt testten oluşmaktadır. Temel alt testler; sözel bilgi, sözel ifade, akıcı ve algısal yürütme ve algısal organizasyon, kısa süreli işitsel bellek, dikkat ve konsantrasyon, zihinsel işlemleme hızı, harf- motor işlemleme hızı becerilerini ölçmektedir.

WISC4’ün WISC-R’dan Farkı Nedir?

WISC4, Dünyada ve Türkiye’de bilinen, güvenilir, en kapsamlı en güncel zeka testidir.WISC4, WISC-R’ın en güncel sürümüdür. WISC-R, 1970’li yıllardaki normlara göre çocuğu değerlendirir. WISC4 ise çocuğu 2013 standardizasyonuna göre değerlendirir. WISC-R, yeterince güncel değildir. 2000’li yıllardaki çocukları, 1970’li yılların normlarına göre ölçtüğü için günümüz şartlarını ve teknolojideki değişimleri göz ardı ettiği için yetersiz kalmaktadır. Türkiye’de uygulanan en güncel test WISC4’tür.

WISC4’ü Kimler Uygulayabilir?

WISC4’ü sadece Türk Psikologlar Derneği’nden(TPD) WISC4 eğitimi alan psikologlar uygulamaktadır. Ayrıca WISC4, Türk Psikologlar Dereği(TPD) tarafından verilen orjinal malzemeler ile uygulanmaktadır.

WISC4 Neden Uygulanmalıdır?

WISC4, sadece bir zeka testi değildir. Çocuğu çok yönlü olarak ölçmeye ve yorumlamaya olanak tanır. Çocuğun güçlü ve desteklenmesi gereken alanların belirlenmesini sağlar. Çocuğun potansiyelini tanıma konusunda yardımcı olur. WISC4, birçok psikolojik sorunu anlama konusunda fikir verir.

WISC4, çocuğun zihinsel durumunu öğrenmek, zeka düzeyini anlamak, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, uyum sorunu, iletişim sorunları gibi psikolojik problemlerin zeka seviyesi ile ilgili olduğunu veya ilgili olmadığını ortaya çıkarır.

Sınav Kaygısı

Sınav Kaygısı, daha önce öğrenilmiş bir bilginin sınav esnasında kullanılamamasına ve başarının düşmesine sebep olan yoğun bir kaygıdır.

Sınav kaygısının belirtileri, endişe, tedirgin olma hali, sıkıntı, başarısızlık korkusu, isteksizlik, mide bulantısı, titreme, terleme, karın ağrıları, uyku bozuklukları, dikkat ve konsantrasyon sorunları, güven eksikliği, değersizlik ve yetersizliktir.

Sınav kaygısının en öncelikli nedenlerinden biri sınava yeteri kadar hazırlanmamaktır. Sınava yeterince hazırlanmama düşüncesi, kaygı ve strese neden olur. Gerçekçi olmayan düşünceler içinde olmak da kişide sınav kaygısına neden olur. Bu durum mükemmeliyetçi kişilerde daha fazla görülür. Ebeveyn beklentileri ve sosyal çevre baskıları da önemli bir etkendir.

Sınav kaygısı yaşayan kişinin akademik başarısında düşme meydana gelir. Ders hakkında ve sınav hakkında konuşmaktan kaçınır. Ders çalışmayı erteler. Dikkat eksikliği, odaklanamama, karın ağrısı, mide bulantısı, terleme, uyku bozuklukları, aşırı yeme ya da hiç yememe, belirgin mutsuzluk hali yaşanılan kaygı ile ilgilidir.

“Sınava hazır değilim”, “Sınavlar neden yapılıyor?” “Bu bilgiler çok saçma.” “Bu bilgileri nerede kullanabilirim?” Sınava hazırlanmak için zamanım yok”  “ Bu konuları anlamıyorum” “Sınavda başarılı olamayacağım”, “ Sınav için çok konu var hepsine çalışamam” gibi düşünceler sınav kaygısında gözlemlenen olumsuz otomatik düşüncelerdir.

“Neler yapabilirim?”, “Sınavda başarısız olmak dünyanın sonu değil “Bu sınavdan başarısız olmam her zaman başarısız olacağım anlamına gelmez”, “Başaramazsam bu benim yetersiz olduğum anlamına gelmez.”, “ Daha fazla çalışırsam başarabilirim.” gibi düşünceler olumsuz otomatik düşüncelerin yerine gelebilecek olumlu alternatif düşüncelerdir.

Sınav kaygısı ile başa çıkmak için, kişinin düşünce ve inançlarını sorgulamak gerekir. Nefes alma egzersizleri, gevşeme egzersizleri, kaygıyı bastırmak yerine kaygıyı tanımaya çalışmak, dikkati başka bir yere odaklama sınav kaygısı için kullanılabilecek teknikler arasındadır.

Sınav öncesi, uyku düzenine ve beslenmeye dikkat edilmesi gerekir. Çalışma alışkanlıkları gözden geçirilmelidir. Zaman yönetimine dikkat edilmelidir. Sınava çalışmayı son güne bırakmamak önemlidir.

Sınav anında, olumsuz düşünceler yerine olumlu düşünceler getirme, bildiği sorulardan başlama, dikkat artırıcı teknikler, hızlı gevşeme kaygıyı azaltacak teknikler arasındadır.

Sınav sonrası, sevilen etkinliklere katılma, geleceğe yönelik planlama ve hedef belirleme yapılabilir.

Aile için sınavın ne anlam ifade ettiği, ailenin sınava yönelik tutumu ve yaklaşımı önemlidir. Genellikle aileler kaygılarını çocuklara yansıtır. Çocuktan aşırı beklentilerinin olması çocuğun kaygılanmasına neden olur. Aile, çocuğa sevgi ve güven vermeli, olumlu geri bildirimde bulunmalıdır. Sınav ile ilgili konuşmalarında özverili olmalı, çocuğu yaşıtlarıyla kıyaslamamalıdır. Çocuğu ile ilgili empati kurmalıdır. Çocuğa koşulsuz sevgi vermelidir. Aile çocuğa rol model olmalıdır.

Eğer çocukta, depresyon, anksiyete bozukluğu, uyku bozukluğu, yeme bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıkların belirtileri ortaya çıktıysa kesinlikle bir uzmana başvurmalıdır.

Duygusal Yeme

Duygusal yeme, kişinin yaşadığı olumsuz olay ve durum sonucunda üzüntü, öfke, hayal kırıklığı, umutsuzluk, utanç gibi duygularla yemek yiyerek başa çıkmaya çalışmasıdır.

Duygusal yeme aynı zamanda kişinin içindeki duygusal boşluğu doldurmaya yönelik bir davranış olabilir. Kişi yemek yerken geçici olarak bir rahatlama hissi yaşar. Hissettiği olumsuz duygulardan yemek yiyerek uzaklaştığını düşünür, sakinleşir ve rahatlar.Kişi kendini aç hissetmediği halde yemek yediği için daha fazla kalori almasına ve midesinin genişlemesine neden olabilir. Böylece kişi kilo alabilir ve bu nedenle öz saygısı zedelenebilir.

Duygusal yemenin altında kişinin stresle, olumsuz olay ve durumla başa çıkma mekanizmasının yetersiz kalması ve öğrenilmiş bir davranış olması yatabilir. Duygularının farkında olan ve duygularını ifade edebilen kişiler olumsuz bir olay ve durum yaşadığında duygusal yeme yerine duygularını dışa vurarak çözüm yolları bulmaya çalışır.

Duygusal yeme davranışı ile başa çıkmak için; ilk önce kişinin farkındalığının olması gerekir. Eğer kişi duygularıyla baş etmeye çalıştığı için yemek yediğini düşünüyorsa buna nelerin sebep olduğunu ve devam ettirici sebepleri bulmaya çalışabilir.  Kişi olumsuz duygularla başa çıkmak için kendini fiziksel aktivitelere yönlendirebilir. Harekete geçmek önemli bir noktadır. Kişi duygusal yeme ile birlikte gelişen sağlıksız yiyecekler yeme davranışını sağlıklı yiyecekler tüketerek değiştirebilir.  Eğer kişi çabaladığı halde bir sonuç alamıyorsa ve  duygusal yeme davranışı devam ediyorsa kesinlikle bir uzmana başvurup destek almalıdır.

Uzman Klinik Psikolog Gizem Kıyıcı Bahçelievler

Bahar Yorgunluğu

Kış bittikten sonra soğuk havanın yerini alan güneşli bahar havası hem bedensel olarak hem psikolojik olarak insana iyi gelir.  Ancak bahar havası gelirken psikolojik ve fizyolojik değişiklikleri de beraberinde getirir. Baharda insanların, duygu durumunda dalgalanmalar olabilir. Ayrıca kişide depresyon, panik bozukluk ve kaygı bozukluğu gibi hastalıkların belirtileri görülebilir.

Güneş ışığıyla birlikte insana mutluluk veren serotonin hormonun salgılanması artar. Kişinin gün içinde kendini yorgun hissetmesi, enerji düşüklüğü, bir şeye odaklanmakta güçlük çekme, kendini umutsuz hissetme, uyku düzeninde ve yeme düzeninde yaşanan değişiklikler sinirlilik ve isteksizlik hali depresyonun belirtileridir.  Bu belirtileri değişen hava değişimi ve bahar yorgunluğu ile karıştırmamak önemlidir. Eğer bu belirtiler iki haftadan fazla sürüyorsa kesinlikle bir uzmana başvurmanız gerekir.

Hava değişimlerinde yapılması gerekenlerin başında erken uyanmak, spor  yapmak ve sağlıklı beslenmek gelir. Güneş ışığından faydalanmak  da kişiye iyi gelecektir. Havanın ısınmasıyla birlikte kişinin sosyalleşmesi açısından sevdiği bir aktiviteye başlayabilir. Bu aktivite sosyal ilişkilere de iyi gelecektir.

Uzman Klinik Psikolog Gizem Kıyıcı Bahçelievler

WISC-4’e Gelirken…

WISC-4, 6 yaş 0 ay ile 16 yaş 11 ay yaş aralığındaki çocukların bilişsel becerileri ile ilgili bilgi veren ve çocuğun çok yönlü becerilerini ölçmeyi sağlayan bir araçtır.

WISC-4, Dünyada ve Türkiye’de bilinen, güvenilir, en kapsamlı en güncel zeka testidir.

WISC-4 uygulamasına gelinmeden önce, çocuğun temel fiziksel ihtiyaçlarının karşılanmış olması gerekir.

Çocuk dinlenmiş olmalı, uykusunu almış olmalı, karnı tok olmalı ve tuvalet ihtiyacının karşılanmış olması gerekir.

Rahat kıyafetler tercih etmelidir.

Çocuk WISC-4 uygulamasına getirilirken, “sınav, test” gibi kavramları kullanmak yerine WISC-4 için “ etkinlik, çalışma” gibi kavramları kullanmak daha doğru olacaktır.

Bunun yanı sıra çocuğa “ iyi dinle, iyi yap, hata yapma” gibi kaygısını artıracak konuşmalar yapılmamalıdır. Bu konuşmalar çocuğun kaygısını artıracağı gibi motivasyonunu da düşürmektedir.

WISC-4 uygulama öncesi psikolog tarafından çocuğa, WISC-4 uygulaması hakkında gerekli açıklamalar yapılmaktadır

Uzman Klinik Psikolog Gizem Kıyıcı, Bahçelievler

Yalnızlık Psikolojisi

“Yalnızlık” ya da “yalnız hissetme” çağımızın en yaygın problemlerinden biridir.

Yalnız olmak ve kendini yalnız hissetmek aynı anlama gelen kavramlar değildir.

Yalnızlık hissi; yanımızda olmasını istediğimiz kişilerin yanımızda olmaması nedeniyle hissettiğimiz duygudur.  Yalnızlığa “kendini değersiz görme” inancı eşlik edebilir.

Bağlanma, ait olma ve sevgi ihtiyacı kişinin en önemli psikolojik ihtiyaçları arasında yer alır. Eğer bu ihtiyaçlar karşılanmazsa kişi kendini yalnız hissedebilir.

Yalnızlık ile başa çıkmak zor gibi görünebilir. Kişi yalnız kaldığında içinde büyük bir boşluk oluşabilir.  Kişi yalnız başınayken ne yapacağını bilemez. Motivasyonu çok düşüktür. Yalnız olduğunda odak noktası kendisidir.  Kişi olumsuz düşüncelerini besleyecek duruma gelir. Bu şekilde kendisini daha da kötü hissederek bu olumsuz düşünceler içinde kaybolabilir. Bu durum kişinin duygu durumunun daha da çökkün olmasına sebep olur. Sosyal çevreden destek alınması bu açıdan önemlidir. Sosyal çevre eksikliği nedeniyle, depresyon ve yeme bozukluğu gibi sorunlar oluşur ve buna bağlı olarak kişide  sigara ve alkol tüketiminde artış görülebilir.

Zaman zaman herkes yalnızlık hissine kapılabilir. Bazı kişiler yaşadığı olaylardan etkilenip daha çabuk yalnızlık hissine kapılabilir. Bazı kişiler ise devamlı olarak yalnızlık hissini yaşar.

Yalnızlık hissi, bazı psikolojik hastalıkların belirtilerinden biri olabileceği gibi bazı psikolojik hastalıkların ortaya çıkmasında etken olabilir. Depresyon, sosyal fobi (sosyal anksiyete bozukluğu) ve şizoid kişilik bozukluğu bunlardan bazılarıdır.

Yalnızlık ile başa çıkmak için, kişinin düşüncelerinin olumlu yönde olması önemlidir. Sosyalleşmeye çalışmak, sosyal faaliyetler içinde bulunmak, yeni aktiviteler bulmak ve onlara katılmak kişiyi yalnızlık hissinden uzaklaştırabilir.

Uzman Klinik Psikolog Gizem Kıyıcı, Bahçelievler

Kadınlar ve Alışveriş

Kadınlar alışveriş yaparken, zihinleri dağılır, mutlu olurlar, yeni bir şeyler alırken eğlenirler. Kadınlar için alışveriş yapmak önemlidir.

Alışverişin kadınlar için ne anlam ifade ettiğini ve  kadınlara ne hissettirdiğini bilmek gerekir. Kadınlar özellikle morali bozuk olduğunda alışveriş yapmayı tercih eder. Böylece zihni dağılır, moralini bozan olaydan uzaklaşır ve alışveriş yapmak ona haz verir.

Kadınlar içindeki boşluğu doldurmak ve içindeki eksik duyguları doldurmak için de alışveriş yapıyor olabilir. Kıyafet, ayakkabı veya çanta olarak bu boşluğu doldurmaya çalışabilir. Yeni şeyler almak kadını mutlu edebilir. Yeni şeyler almak ve onlara sahip olmak kadını mutlu edebilir.

Alışveriş aslında bir araçtır. Böyle bir araçla mutlu olma isteği kadının aslında mutluluğa ne kadar çok ihtiyaç duyduğunu, içinde doldurması gereken hisler olduğunu anlamamızı sağlar.

Alışveriş duygularla ilgilidir. Duygu eksikliği yaşayan kadınlar daha çok alışveriş yapabilir.

Böylece kadın anlıkta olsa alışveriş yaparak mutlu olur ve aldığı yeni şeyler içindeki boşluğu doldurmasını sağlar.

Benzeri bir durum kadınların ikili ilişkilerinde de görünür. Partnerinden gerekli ilgiyi görmeyen kadın dikkatini nesnelere yoğunlaştırır. Evdeki eski eşyalar ve aslında lazım olmasa da almak istediği ürünler duygusal eksikliğinin dışa vurumudur.

Aynı zamanda kadınlar sosyalleşmek için de alışveriş yapabilir.

Arkadaşı veya ailesi ile birlikte alışverişe çıkan kadın alacağı şeylerle ilgili fikir alışverişi yapar ve çevresi ile bu şekilde iletişim kurmuş olur.

Kimi depresif durumlarda alışveriş güçlü bir kurtarıcı gibi görünse de geçici bir hazdan başka bir şey değildir.

Bu gibi depresyon ataklarında alışveriş harici aktiviteler bulmak önemlidir. Çünkü bu ruh hali ile yapılan alışveriş de sonrası için pişmanlık hanesine yazılabilir.

Her zaman dediğimiz gibi “hareket en ucuz ve en kolay ulaşılır anti-depresandır..”

Hepinize sağlıklı ve mutlu ilişkiler.

Uzman Klinik Psikolog Gizem Kıyıcı, Bahçelievler

Alışveriş Bağımlılığı

Tüketimin artması ile birlikte kişiler kendilerini alışveriş yapmaya yöneltmiştir.

İhtiyaçlardan fazla para harcamak ve bu şekilde rahatlamaya çalışmak bağımlılığa neden olabilir.

Duygusal boşluğu doldurmak için sürekli alışveriş yapmaya başvurmak kişinin bilinçsiz bir şekilde hareket etmesine neden olabilir.

Üzgün ve mutsuzken alışveriş yapma isteği daha fazladır. Alışveriş bağımlılığı da alkol ve madde bağımlılığı gibi tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır. Alışveriş bağımlılığı dürtüseldir. Kişi planladığından daha çok şey satın alabilir.

Alışveriş bağımlılığı cinsiyet yaş ve sosyal konum fark etmeksizin birçok kişide olabilir.

Ekonomik kayıplara yol açabiliyor.

Bu bağımlılık türünde erkeklerin alım eğilimleri daha çok elektronik eşya üzerineyken kadınların alım eğilimleri kıyafet, makyaj malzemesi ve aksesuar üzerinde yoğunlaşır.

Alışveriş yaptıktan sonra kişi rahatlar, kendini mutlu ve güçlü hisseder.

Alışveriş yapma hissi kişinin dopamin ve serotonin salınımını etkilemektedir.

Diğer kişilerden daha iyi olma isteği, marka takıntısı bağımlılığın ortaya çıkma nedeni iken kredi kartı ve sanal alışveriş imkanları bu bağımlılığı körüklemektedir.

Sanal alışverişler boş vakti çok olan bireyler için en büyük bağımlılık tehlikesidir. Çünkü bu alış veriş türünde kişi para harcadığını çok fazla hissetmez. Nesnel bir işlem gerçekleşmediği için cebinden çıkan miktarla ilgili gerçek bir algıya sahip olamaz.

Alışveriş bağımlılığı olan kişiler abartılı bir şekilde alışveriş yaptıktan sonra kendilerini kötü hissetseler dahi alışveriş yapmaktan kendilerini alıkoyamazlar.

Alışveriş bağımlılığı olan kişilerin öncellikle bağımlı olduğunu kabul etmeleri ve bu durumu yakın çevresiyle paylaşması gerekir.

Alışveriş bağımlısı olup olmadığınızı anlamak için ne kadar yoğunlukta alışveriş yaptığınıza ve aldığınız ürünleri ne kadar kullandığınıza göz atmanız size bir fikir verecektir.

İster bağımlı olun ister sıradan bir alıcı benim bir uzman olarak tavsiyem her hangi bir şeyi alırken kendinize şu soruyu sormanız “Benim buna ihtiyacım var mı ve ben bu ürünü aldığımda ne kadar süre kullanırım?”

Eğer bu bağımlılık kurtulamayacağınız düzeyde ise mutlaka bir uzmandan yardım alın.

Hepinize tasarruf dolu alışverişler dilerim…

Uzman Klinik Psikolog Gizem Kıyıcı, Bahçelievler

WISC-4 Sonucu Aile İle Nasıl Paylaşılır?

WISC-4, 6 yaş 0 ay ile 16 yaş 11 ay yaş aralığındaki çocukların bilişsel becerileri ile ilgili bilgi veren ve çocuğun çok yönlü becerilerini ölçmeyi sağlayan bir araçtır.

WISC-4, zeka testi olmasının dışında, çocuğu çok yönlü olarak ölçmeye ve yorumlamaya olanak tanır.

WISC-4 bir uzman tarafından uygulanır ve uzman rapor yazılır.

WISC-4 uygalaması öncesinde aileden Wisc-4 testinin uygulanacağı çocuk hakkında temel bilgiler alınır.

Test, çocuğun güçlü yönleri ve geliştirilmesi gereken yönleri hakkında bilgiler verir.

Testin teknik olarak puanları aile ile paylaşılmaz ancak genel bilgiler verilebilir.

WISC-4 testi sonucu  sözel olarak aile ile paylaşıldıktan sonra WISC-4 raporu ilgili kuruma veya okula kapalı zarf içinde imzalı olarak teslim edilir.

Uzman Klinik Psikolog Gizem Kıyıcı, Bahçelievler