Yalnızlık Psikolojisi
“Yalnızlık” ya da “yalnız hissetme” çağımızın en yaygın problemlerinden biridir.
Yalnız olmak ve kendini yalnız hissetmek aynı anlama gelen kavramlar değildir.
Yalnızlık hissi; yanımızda olmasını istediğimiz kişilerin yanımızda olmaması nedeniyle hissettiğimiz duygudur. Yalnızlığa “kendini değersiz görme” inancı eşlik edebilir.
Bağlanma, ait olma ve sevgi ihtiyacı kişinin en önemli psikolojik ihtiyaçları arasında yer alır. Eğer bu ihtiyaçlar karşılanmazsa kişi kendini yalnız hissedebilir.
Yalnızlık ile başa çıkmak zor gibi görünebilir. Kişi yalnız kaldığında içinde büyük bir boşluk oluşabilir. Kişi yalnız başınayken ne yapacağını bilemez. Motivasyonu çok düşüktür. Yalnız olduğunda odak noktası kendisidir. Kişi olumsuz düşüncelerini besleyecek duruma gelir. Bu şekilde kendisini daha da kötü hissederek bu olumsuz düşünceler içinde kaybolabilir. Bu durum kişinin duygu durumunun daha da çökkün olmasına sebep olur. Sosyal çevreden destek alınması bu açıdan önemlidir. Sosyal çevre eksikliği nedeniyle, depresyon ve yeme bozukluğu gibi sorunlar oluşur ve buna bağlı olarak kişide sigara ve alkol tüketiminde artış görülebilir.
Zaman zaman herkes yalnızlık hissine kapılabilir. Bazı kişiler yaşadığı olaylardan etkilenip daha çabuk yalnızlık hissine kapılabilir. Bazı kişiler ise devamlı olarak yalnızlık hissini yaşar.
Yalnızlık hissi, bazı psikolojik hastalıkların belirtilerinden biri olabileceği gibi bazı psikolojik hastalıkların ortaya çıkmasında etken olabilir. Depresyon, sosyal fobi (sosyal anksiyete bozukluğu) ve şizoid kişilik bozukluğu bunlardan bazılarıdır.
Yalnızlık ile başa çıkmak için, kişinin düşüncelerinin olumlu yönde olması önemlidir. Sosyalleşmeye çalışmak, sosyal faaliyetler içinde bulunmak, yeni aktiviteler bulmak ve onlara katılmak kişiyi yalnızlık hissinden uzaklaştırabilir.
Uzman Klinik Psikolog Gizem Kıyıcı, Bahçelievler